29 Nisan 2013 Pazartesi

DAISY

Hye-Young, Amsterdam’da yaşayan genç ve güzel bir ressamdır. Şehrin en işlek meydanında insanların resimlerini yaparak ve kendi tablolarını satarak geçimini sağlamaktadır. Park Yi ise, şehirde uluslar arası uyuşturucu trafiğinde önemli rol oynayan Kore mafyasının emrindeki bir kiralık katilidir. Park Yi, bir papatya tarlasında resim yaparken gördüğü Hye-Young’a aşık olur.. Onun çalıştığı meydanı karşıdan net bir şekilde gören bir daire kiralar ve hergün onu izler. Ancak kendini gösterme cesaretini bulamaz. Bunun yerine hergün saat 4:15’de onun dükkanının önüne bir demet papatya bırakıp, “çiçekler” diye bağırıp ortadan kaybolmaktadır. Bu gizemli hayranından hergün aynı saatte çiçekler alan Hye-Young, hiç görmediği bu adama aşık olmuştur.

Bir gün, Hye-Young kalabalık meydanda çalışırken, tesadüfen saat 4:15’de elinde bir demet papatya ile karşısına bir adam çıkar. Ama bu adam, uyuşturucuların peşindeki İnterpol dedektifi Jeong Woo’dur ve o sırada takiptedir. Ama bunlardan habersiz Hye-Young, bu adamı kendisine hergün çiçekler gönderen, papatya tarlasında karşıya daha rahat geçebilsin diye onun için küçük bir köprü yapan katil Park Yi sanar. Dedektif Woo’da Hye-Young’a aşık olmuştur. Ama Hye-Young için tesadüfler gerçek aşkın yönünü şaşırtmış, biri katil, diğeri polis iki adamı da içinden çıkılması zor bir dönemece sokmuştur..

“My Sassy Girl”, “The Classic”, “Windstruck” gibi ses getirmiş Güney Kore melodramlarının senarist-yönetmeni Jae-Young Kwak, yine senaryosunu yazdığı “Daisy”de bu kez yönetmen koltuğunu Wai Keung Lau’ya bırakmış. Filmin Amsterdam’da geçiyor olması farklı bir atmosfer yaratmış olsa da, en dikkat çeken özelliklerden biri mekan seçimi ve bu mekanların sahip olduğu dekoratif ayrıntıların mükemmeliyetçi bir titizlikle hazırlanmış olması. Gerek açık alanlarda, gerek kapalı mekanlarda fark edilen bu titizlik, filmin görselliğini hem pastoral, hem de modern mimari açısından üst seviyelere taşıyor. Yönetmen Lau ile birlikte Bill Liu ve Man-Ching Ng’nin yarattığı sinematografi ve sanat yönetimi her açıdan büyüleyici. Özellikle kapalı mekanların dekorasyonlarında bir evi, bir odayı, bir restoranı, bir stüdyoyu tamamlayan hoş ayrıntılar, ışık, renk ve eşya kullanımının titizliği, Lau’nun usta çekimleriyle birleştiğinde altyapının çekiciliğine kapılmamak zorlaşıyor..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder